FİZYOTERAPİ

     Tarihi M.Ö. 460’lı yıllara dayanan fizyoterapi, bireylerin hareket kabiliyetlerini hayat boyu koruyup maksimum seviyede tutmakla yükümlü bilim dalıdır. Fizyoterapinin temelleri Avrupa’da atılmış olsa da modern anlamdaki fizyoterapi Amerika’da ortaya çıkmıştır. Başlarda jimnastik tedavisi ile ilintili olup dönemin hekimlerinin tepkisine maruz kalınca unutulmaya yüz tutmuştur. Fakat daha sonra Poliomyelit (çocuk felci) tedavisinde fizyoterapistlerin oldukça etkili olması fizyoterapistlik mesleğinin gelişimine büyük bir katkıda bulunmuştur. Türkiye’de ise fizyoterapistlik ilk önce Hacettepe Üniversitesi’nde başlamıştır.  

    Fizyoterapistler ile Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanları halk arasında birbirine karıştırılabilen meslek gruplarıdır. Fizyoterapistler, 4 yıllık Sağlık Bilimleri Fakültesi Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Bölümü’nden mezun olup lisans diploması alırken Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanları 6 yıl tıp eğitimini tamamladıktan sonra TUS’u kazanıp 5 sene ihtisas yapan kişilerden oluşur. Kısacası Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon uzmanları hastanın hangi tedavi yöntemiyle tedavi edileceğine karar verir, fizyoterapi uygulanmaya karar verilmişse de bu işlem fizyoterapistler tarafından uygulanır. Ekolife Yaşam Merkezi ise hem genç hem de yaşlı bireylerin bu tedaviden en doğru şekilde faydalanabilmeleri için alanında önemli olan kuruluşlarla birlikte çalışmaktadır.  

     Var olan hastalıkların kronik bir hale gelmesini engelleyen, ağrıların dindirilmesini sağlayan, hareket kabiliyetini iyileştirmeye yarayan bir tedavi yöntemi olarak fizyoterapi, bireylerin yaşam kalitesini artırmada oldukça önemli bir yere sahiptir. Ekolife Yaşam Merkezi olarak misafirlerimizin yaşam kalitesini, dinç ve mutlu hissetmesini önemsiyoruz. Özellikle ileri yaştaki bireylere ev sahipliği yapan Ekolife, alanında uzman fizik tedavi ekibi ile yaralanma, hastalık veya yaşlılık gibi sebeplerle ağrıya maruz kalan kişilere oldukça kapsamlı bir hizmet sunmaktadır. 

Fizyoterapiye İhtiyaç Hissedilen Durumlar 

Fizik tedavi, bireylerin belli dönemlerde tedavi ve bu tedaviye bağlı olarak yaşam kalitesini artırmak amacıyla faydalandıkları bilim dalıdır.  

Fizyoterapiye ihtiyaç duyulan durumlardan bazıları: 

  • Nörolojik, ortopedik, romatolojik, kas veya iskelet sistemiyle alakalı bir hastalığa sahip olan bireylerde hareket kabiliyetlerini iyileştirmek ve ağrılarını azaltmak amacıyla 
  • Spora bağlı yaralanmaların neden olduğu kas zedelenmesi gibi durumların tedavisinde 
  • Bel, boyun fıtığı bulunan hastaların ağrılarını dindirmek için veya bu sebeplerden operasyon geçirmek durumunda kalan kişilerin sosyal hayattaki aktivitelerine olabildiğince hızlı bir şekilde dönebilmeleri adına 
  • Alçı ile tedavi edilmiş kırık ve çıkıkların sonucunda eklem hareket eksikliğinin giderilip normal fonksiyonların tekrar kazanılmasında 
  • Strese bağlı olarak ve çoğunlukla kadınlarda görülen fibromiyalji ve miyofasiyal ağrı sendromuyla paralel olarak gelişen ağrı ve hareket kısıtlanmalarının tedavisinde 
  • Tam veya kısmi felç geçirmiş bireylerin tedavisinde  

fizyoterapi uygulanır. 

Fizyoterapi Çeşitleri 

     Günümüzde birçok fizik tedavi ve rehabilitasyon yöntemi kullanılmaktadır. Bu yöntemler hastanın ihtiyacına yönelik olacak şekilde hekimler tarafından belirlenip fizyoterapistler tarafından uygulanmaktadır.  

  1. Egzersiz: Yaygın olarak kullanılan bu yöntem, kas sistemini güçlendirmek amacıyla uygulanır. Felç geçiren, duruş bozukluğundan dolayı ağrı çeken veya kırık ve alçı uygulandıktan sonra hareket kısıtlılığı yaşayan bireylerde genellikle bu yöntem uygulanmaktadır. 
  1. Termoterapi: Yine sık uygulanan tedavi yöntemlerinden biri olan termoterapi, ısı ile tedavi manasına gelmektedir.  
  1. Manuel Terapi: Kökeni milattan önceye, Hipokrat’a kadar dayanan bu yöntem masaj ile oldukça benzerdir. Ağrıları azaltmak, dolaşım hızını artırmak gibi amaçlarla herhangi bir materyale ihtiyaç duyulmaksızın sadece elle uygulanan bir yöntemdir. 
  1. Elektroterapi: Elektrik akımından faydalanarak hastadaki ağrıyı dindirmek için kullanılır. 
  1. Fototerapi: Genellikle yenidoğanlarda ortaya çıkan sarılık hastalığının giderilmesinde kullanılan bu yöntemde lazer ve UV ışınları kullanılarak tedavi gerçekleştirilir. 
  1. Hidroterapi: Geçmişten beri bilinen ve suyun iyileştirici gücü kullanılan bu yöntemde hem suyun hem de hidrostatik basıncın etkisinden faydalanılır. 
  1. Mekanoterapi: Bel ve boyun çekme hareketlerini çeşitli aletlerle destekleyip ağrıyı azaltmaya yönelik bir yöntemdir. 
  1. Kriyoterapi: Bu yöntem ağrıyan kısma soğuk uygulama yapılarak tedavi etmeyi amaçlar. 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Sorularınız mı var?